Gönderen : lionhead
Gönderen : 12 Ocak 2007 Saat 14:16

Çok güzel bir konuya değinmişiniz Onur Bey ...

Gerçekten kimyagerim ama bir kimyacı gibi olayı anlatmışınız....Tecrübe herşeyden önemli gelir bence....Sizin mesleğinizi bilmiyorum ama bende akvaryumda iletkenlik nasıl etki eder diye kafamda düşünüyordum...Firmamda kazan sularındaki ppm mertebesinde iyonlar ölçüldüğü için ben biraz şanslıyım... akvaryumdaki nitrit pH ve toplam sertlik tayinlerine herhangi bir ayıracla bakmayıp direkt ölçümlerle söyleniyor..

Hatta mudanyada oturuyorum .. Sadece merak için musluk suyuda nitrit ölçtürüyorum....2 ppm çıkıyor..Akvaryumumdaki suda 2 ppm...midye kırığı var...pH:her iki suyunda 8,01 toplam sertliklerde her ikisininde aynı...

Astronot beslediğimden dolayı bitki kullanmıyorum.. Nitrit-nitrat döngüsü bu yüzden işlemiyor...haftada bir % 25 dip çekimi yapıyorum... Ve dış parazit içinde kaya tuzunu kulanıyorum....

astronotlar çok çabuk dışkıladığı için ne kadar önlesemde dış parazitten kurtulamıyorum...

İletkenliklerine baktırmak hiçaklıma gelmedi.. Bu da bir kıstas olabilir..

Dış filtrem Atman Cf1200--Akv.. 260 litre...ısıtıcı fazla çalıştırmıyorum 26 derece sabit ev çok sıcak-

Aklıma şu soru geliyor... musluk suyundaki nitrit 2 ppm(dinlenmiş su ve ısıtılmış su) dış filtremin yardımıyla da düşmüyor....

Nitrivec mi kullanmam gerekiyor ?....

Contra yerine kimyager olduğum için metylen mavisini zaten kullanıyorum.. kimyasalları tedarik etme yönümde problem yok...

bu konuyu aslında forumada yazacağım ama okuyan kişilerin kafasını karıştırmak yerine bilgili bir moderatörün ağzından duymak isterim...

Sizden açıklamalı bir bilgi gelirse forumada ayrıca yazarız...

Astronotlarımdan 3 tanesi yem yemiyor....Flagyl tedavisi yapıyorum.. Ama dış filtre bozulmasın diye ana tankta ilaçlama yapamıyorum.. Ama yararlı bakteri oluşturmuyorsada dış filtrem sadece berraklık sağlamak için kullanacaksam ana tankdada ilaçlama yapabilirmiyim.. Bu konuda takılıyorum...

Cevaplarınız vaktiniz olduğunda verirseniz çok memnun olurum...Şimdiden teşekkürler...

Kimyager çağatay çetinkaya

Gönderen: Encort(Ben)

Gönderen: 12 Ocak 2007 Saat 15:24

Çağatay Bey; ilk önce teşekkür etmek isterim. Bu tip bir yorumun bir kimyagerden gelmesi benim için ayrı bir anlam taşımaktadır.

Ben fizik bölümünde öğrenciyim fakat akvaryum hobisi sayesinde kendi alanımdan çok kimya ve biyolojiye ilgi duyar oldum. Bu sayede akademik bir eğitimim olmasa da internetteki kaynaklardan bu konular ile ilgili mümkün olduğunca çok şey öğrenmeye çalışıyorum.

Dış parazit sebebi olarak genelde mukus tabakasının yeterli savunmayı sağlayamaması sorunundan ileri geldiğini söyleyebilirim. Sebebi bu olsa da tedavisi hakkında dış parazitin türüne göre tedavi uygulanmakta. Fakat her ne tedavi uygulanırsa uygulansın sağlıklı balık elde etmek için bu tek başına yeterli değildir. Bence balıkların sağlıklı olması için hastalığın sebepleri de tedavi ile beraber düşünülmeli, hastalık ile sebepleri de ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Bunun altında da balığa doğasındaki en uygun şartlar sunulmaya çalışılmalıdır.

Siz sorunca aklıma geldi, dış parazit ile iletkenlik arasında da bağlantı olabilir. Balığın mukus tabakası uygun olmayan hipertonik veya hipotonik ortamlardan da etkilenebilir. Uygun olmayan ortamda balıkların ciddi sorunlar yaşadıkları bilinmekte. Mesela çok düşük hipotonik ortamda (ör: Büyük miktarda R/O suyu konan akvaryumda) balıkların mukoza tabakaları zarar gördüğü kadar balığın tüm vücudu da zarar görmektedir. Fakat ilk zarar gören mukus tabakası olmaktadır. Aşırı olmayan durumlarda balığın vücudundaki diğer sistemler fazla etkilenmese de mukus tabakası direk olarak etkilenebilir. Bu sebeple ne amaçla olursa olsun tuz kullanımına dikkat edilmesi kanaatindeyim.

Tüm bu sebeplerle iletkenliğin de önemli olduğunu düşünüyorum. Bence balıkların hangi iletkenlik değerlerinde rahat yaşayacakları da pH kadar dikkat edilmesi gereken bir konu. (Ben de daha yeni yeni farkına varıyorum.) Fakat ölçüm cihazları her bütçenin alabileceği durumda değil malesef.

pH değeriniz astronot için biraz yüksek sanırım. Ayrıca astronotlar suyu çok ciddi oranda kirlettiğinden dolayı dip çekimini arttırmanızı tavsiye ederim. Dışkıların çürümesi sırasında amonyağın yanında bir çok toksik madde de ortaya çıkmaktadır. Bu normalde pek etkili olmasa da astronot gibi ciddi dışkı üreten bir balıkta sorun yaratabilir. (Dışkılarda küf mantarları da yerleşmektedir. Bazı türleri çok toksik olabilmektedir.)

Sanırım filtrenizdeki problem bakteri popülasyonundaki sorun. Suyunuzu yeterince dinlendirmeden koyuyorsanız bu bakteriler üzerinde ciddi sorun yaratabilir. Metilen mavisi gibi dezenfektanlar veya flaggyl gibi geniş spektrumlu anti-biyotikler de nitrobakterleri öldürecektir. Bunların kullanımına dikkat etmek gerekir.

Nitrivec durumunuz göz önüne alındığında cidden işinize yarayabilir. Sanırım biyolojik döngünün oturmasını bekleyecek vaktiniz yok. Gerçi hoş, 2ppm nitritin de ciddi bir sorun yaratacağını zannetmiyorum. Bence amonyağı da ölçmenizde yarar var. Azot bileşenlerinin fazlalığı ve kloramin mukusta ciddi sorunlara yol açıp dış parazit ve bakteriyel enfeksiyona temel hazırlarlar. Nitrit kadar amonyak, nitrat ve kloramin de önemlidir. Tabii akvaryuma koyduğunuz suda klor yeterince uçtuysa o zaman kloramin sorunu pek olmaz. Akvaryum ile çeşme suyundaki nitrit seviyesinin aynı olması bence biyolojik döngünün çalışmamasından ileri geliyor. Yoksa balıkların ürettiği amonyaktan dolayı nitrit de nitrat da yükselirdi. Fakat nitritin değişmemesi en azından amonyağı nitrite çeviren bakterilerin azlığına veya hiç olmamasına bağlıdır.

Bitkiler küçük sistemlerde azot döngüsünde pek fazla rol oynamazlar. Sadece azot bileşenlerini protein yapımında kullanarak bir nebze olsun ortamdaki derişimlerini azaltırlar. Bence azot döngüsündeki sorununuzun en iyi çözümü dış filtreden geçmekte.

Hastalıklar bölümünde daha önce de sıkça rastladığım bir tedavi yöntemine göre flaggyl'den en iyi sonuç ağızdan balığa verilmesi ile sağlanmış. Bunu kimi arkadaşlarımız yeme ilaç katarak, kimileri ise direk yem yemeyen balığı su dışına çıkartıp azına enjektör(iğnesiz) ile sıkarak yapmışlar. Bunu forumda anlatanlar da memnun olduklarını söylüyorlar. Yalnız flaggyl'in insan için yapıldığını, hayvanlar için dozunu bilmediğimizi de hatırlatmalıyım. Yüksek dozlarda verildiğinde uzun vadede balığın karaciğerine olumsuz etki yapabilir. O yüzden dozu dikkatle seçilmeli, çok yüksek dozlardan kaçınılmalıdır. Unutulmaması gereken bu ilacın 70-80 kg ağırlığında, sıcak kanlı ve 14 metre civarında bağırsağa sahip olan bir canlı için üretilmiş olduğudur.

İç parazit olarak tabir edilen canlılar her zaman balıkların bağırsaklarında yaşayan bir türdür. Genellikle balıkları rahatsız etmezler fakat balığın türüne özgü beslenme yapılmadığında balık bu besinleri yeterince sindiremez ve sindirim sisteminde aşırı ve sindirilmesi güç besinler saatlerce kalır. Bu besinleri bağırsak flagelleteleri rahatlıkla sindirir ve çoğalma başlar. Bu durum kontrolsüz bir hale gelince balığın sindirim sisteminde sorunlar baş gösterir. Özellikle sıcak kanlı hayvanların etinin verilmesi pek çok balıkta bu problemin oluşmasına sebep olur.

Madem dış filtrenizde biyolojik döngü yok olmuş, o zaman ana tankta ilaç kullanmanızın çok büyük eksisi olmayacaktır. Hem iç hem dış parazit derdiniz olduğuna göre bence iç parazit tedavisinden başlamanız daha iyi olacaktır. Eğer isterseniz balığa ağızdan flaggyl verebilirsiniz fakat doz aşımı olma ihtimali vardır. İç parazit yok edildiğinde balık rahatça gıda alıp kendini daha rahat toplayabilir. İç paraziti halledince dış parazit ile ilgilleniniz. Fakat dış parazit tedavisi yaparken de amonyak seviyesini düşük tutmaya çalışınız. Bu balığınızın çabuk toparlanmasına yardımcı olacaktır. Tüm tedaviler bittikten sonra düzenli su değişimi yapınız. Birkaç gün içerisinde ilaçların etkisi geçince nitrivec kullanabilirsiniz.

Tedaviden sonra da mümkün olduğunca amonyağı düşük tutmaya çalışınız. Amonyak miktarı pH, sertlik ve iletkenlikten çok daha önemlidir. Balığa ciddi zararları vardır ve savunma sistemini ciddi zaafa uğratabilmektedir. Ben 100 litrenin biraz üzerinde bir akvaryumda tek bir astronot besliyordum. Her 2 günde bir %25 su değişimi yapıyordum ve ancak yeterli oluyordu.


Saygılarımla;
Onur UYGUN

(Çağatay Bey'in izni ile yayınlanmıştır.)